Filozofça Dil Felsefesi

Stok Kodu:
9789753440998
%25 indirimli
26,00TL
19,50TL
9789753440998
397186
Filozofça Dil Felsefesi
Filozofça Dil Felsefesi
19.50

Felsefecilerimizin dile ilgisi, Batı filozoflarının dille ilgilerine paralellik gösterir. Özellikle Macit Gökberk, dili toplumsal ilişkiler bağlamında ele almayı denemiş olsa da; gerçekte toplumsal ilişkilerden, yeni kurulan Cumhuriyet Türkiyesi’nin dile dair sorunlarını anlamıştır. Bedia Akarsu ise yöntem olarak, Batı filozoflarının dile uyguladıkları yöntemi anlamış ve konu olarak da Humboldt’u seçmiştir. Ö. Naci Soykan, kendine özgü terimlerle soruna yönelmiş, bunu yaparken de Batılı filozoflarla polemikler yapmış ve sonuçta dile Batının baktığı yerden bakmayı tercih etmiştir. Taylan Altuğ, dil çalışmalarının çoğunu Batılı filozofları değerlendirerek ortaya koyarken Erkut Sezgin de bu geleneğe uyma gereği duymuştur. Sezgin, dili pratik ve her türlü eylem süreçleriyle ilişkiye sokması bakımından ilginç bir noktada dursa da tüm felsefecilerimizde olduğu gibi dili, antropoloji, sosyoloji ve psikoloji açısından ele almayı yeğlememiştir. Aynı sorunu ikinci bölümde ele aldığımız Nermi Uygur için de söylemek olasıdır....

Sovyet dil felsefecileri, Marksist bir dil felsefesi kurmak üzere kolları sıvadıklarında tarih 1920-1930’lu yılları gösteriyordu: Bakhtin, Jakopson, Voloşinov Kitabın ilk bölümünün son üç yazısı, sorunun Marksizmle bağlantısını kuran çalışmalara ayrıldı. Hem karşılaştırma yapmak hem de dil konusuna daha fazla malzeme bırakmak için bu yönteme başvuruldu. Analitik felsefenin; ayrıştırma alışkanlığına karşı Marksizmin genel bir duruşu olduğu bilinir. Gerçek olanla rasyonel olanın birbirinden ayrı düşünülmesi ve ele alınması diğerleri gibi M.Cornforth’un da kabul edeceği bir mantık değildir. Gerek Cornforth gerek Stalin ve özellikle de Voloşinov, dile diyalektik yöntemi uygulayarak, soruna öznel bireyci ya da soyut nesnelci yöntemle bakan dil filozoflarından ayrılmaktadır. Marksist perspektife göre analitik bakmak olguyu ya da cismi-parçalamak ve bunun yalnızca bir parçasıyla ilgilenmek demektir, üstelik onun diğer unsurlarla ilişkisini paranteze alarak... Filozofça Dil Felsefesi, bu parantezleri yeniden açıyor.

Felsefecilerimizin dile ilgisi, Batı filozoflarının dille ilgilerine paralellik gösterir. Özellikle Macit Gökberk, dili toplumsal ilişkiler bağlamında ele almayı denemiş olsa da; gerçekte toplumsal ilişkilerden, yeni kurulan Cumhuriyet Türkiyesi’nin dile dair sorunlarını anlamıştır. Bedia Akarsu ise yöntem olarak, Batı filozoflarının dile uyguladıkları yöntemi anlamış ve konu olarak da Humboldt’u seçmiştir. Ö. Naci Soykan, kendine özgü terimlerle soruna yönelmiş, bunu yaparken de Batılı filozoflarla polemikler yapmış ve sonuçta dile Batının baktığı yerden bakmayı tercih etmiştir. Taylan Altuğ, dil çalışmalarının çoğunu Batılı filozofları değerlendirerek ortaya koyarken Erkut Sezgin de bu geleneğe uyma gereği duymuştur. Sezgin, dili pratik ve her türlü eylem süreçleriyle ilişkiye sokması bakımından ilginç bir noktada dursa da tüm felsefecilerimizde olduğu gibi dili, antropoloji, sosyoloji ve psikoloji açısından ele almayı yeğlememiştir. Aynı sorunu ikinci bölümde ele aldığımız Nermi Uygur için de söylemek olasıdır....

Sovyet dil felsefecileri, Marksist bir dil felsefesi kurmak üzere kolları sıvadıklarında tarih 1920-1930’lu yılları gösteriyordu: Bakhtin, Jakopson, Voloşinov Kitabın ilk bölümünün son üç yazısı, sorunun Marksizmle bağlantısını kuran çalışmalara ayrıldı. Hem karşılaştırma yapmak hem de dil konusuna daha fazla malzeme bırakmak için bu yönteme başvuruldu. Analitik felsefenin; ayrıştırma alışkanlığına karşı Marksizmin genel bir duruşu olduğu bilinir. Gerçek olanla rasyonel olanın birbirinden ayrı düşünülmesi ve ele alınması diğerleri gibi M.Cornforth’un da kabul edeceği bir mantık değildir. Gerek Cornforth gerek Stalin ve özellikle de Voloşinov, dile diyalektik yöntemi uygulayarak, soruna öznel bireyci ya da soyut nesnelci yöntemle bakan dil filozoflarından ayrılmaktadır. Marksist perspektife göre analitik bakmak olguyu ya da cismi-parçalamak ve bunun yalnızca bir parçasıyla ilgilenmek demektir, üstelik onun diğer unsurlarla ilişkisini paranteze alarak... Filozofça Dil Felsefesi, bu parantezleri yeniden açıyor.

Garanti Bankası Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 19,50    19,50   
2 10,14    20,28   
3 6,89    20,67   
6 3,51    21,06   
9 2,38    21,45   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 19,50    19,50   
2 -    -   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat